fiyonk14 on DeviantArthttp://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/3.0/https://www.deviantart.com/fiyonk14/art/Ciceginde-EE-Dickinson-189145838fiyonk14

Deviation Actions

fiyonk14's avatar

Ciceginde.. - EE Dickinson

By
Published:
1.5K Views

Description

:icondonotplz::iconusemyartplz:


Çiçeğimde Gizliyorum Kendimi

Çiçeğimde gizliyorum kendimi,
Göğsünde taşıdığın, habersizce,
Beni de taşıdığından kuşku duymadan-
Ve melekler biliyor ötesini.

Çiçeğimde gizliyorum kendimi.
Vazonda soldukça,
Benim yerime hissediyorsun, kuşku duymadan
Neredeyse bir kimsesizliği.

Emily Elizabeth Dickinson
Çeviri: Dost Körpe
-----------------

Anlatmaktan Vazgeçenler Susarlar,

* Başka Bir Gök Var,
Başka Bir Gök Var,

* Bir anda olur -ölmek-
Bir anda olur -ölmek- 

Boşuna yaşamış olmayacağım...

* Çiçeğimde Gizliyorum Kendimi,
* Çiçeğimde Gizliyorum Kendimi,

* Huzur,
Huzur,

* Kalbim Unutacağız Onu,
Kalbim Unutacağız Onu,

* Sonbaharda Gelecek Olsaydın,
* Sonbaharda Gelecek Olsaydın.
******************

:iconturkishplz: Emily Elizabeth DİCKİNSON :rose:
(10 Aralık 1830 – 15 Mayıs 1886)
ABD’nin en iyi şairlerinden Emily Dickinson, modern Amerikan şiirinin öncülerindendir, münzevi bir hayat sürmüş, yeteneğini sergilemeye hevesli olmadığı için hakkında çeşitli söylentiler çıkmıştır.


Beni Anlayın Ben Anlatmadan

Anlatmayı beceremeyenler susarlar.
Anlatmaktan vazgeçenler susarlar.
Anlaşılmayacağına karar vermiş olanlar susarlar.
Diğerlerinden ümidi kesmiş olanlar susarlar.
Hata yapmaktan korkanlar susarlar.
Kendilerini açığa çıkarmaktan korkanlar susarlar.
Zannettikleri kişi olmadıkları, zannettikleri dünyada olmadıkları gerçeğini hazmedemeyecek kadar güçsüz olanlar susarlar.
Olaylar ve olgular dünyasıyla baş edemeyenler susarlar.
Her şeyi gördüğünü, tüm olasılıkları yaşadığını düşünenler susarlar.
Şşşşşş… sessizlik.
Sonsuza dek konuşabilecek olanlar en çabuk susanlardır genelde.
Sonra kadınlar gelir ki onlar da bu kategoridedirler çoğunlukla.
Sonra şairler..
En son ölüler susar.
O uyanınca çiçeği yanında buldu
“neden çapulcu neden buradasın?”
“çükü efendim sevgi çok tatlı”

Elizabeth Emily Dickison tüm bu kategorilerde yer alabilecek bir isim. Bedenini terk edip evrenin sınırsız bilincine çoktan karışmış olsa da şiirleriyle hâlâ suskuları en iyi anlatanlardan biri olmaya devam ediyor.
Dickinson için, eski araştırmalar agorafobik bir münzevi olduğunu söylerken, yeni kaynaklar ise görece daha sosyal olduğunu ifade ediyor.

Ben hiç kimseyim! Sen kimsin?
Sen de mi hiç kimsesin?
Niçin güçten düştüğümü sordu usulca “güzellik için” diye cevapladım “ve ben hakikat için” “ikisi zaten bir” dedi: “biz kardeşiz”

New Englad Gizemcisi diye de anılan Dickinson, üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğuydu. Avukat olan babası ne kadar iyi kalpli de olsa da mesafeli ve sert bir insandı. Annesi Emily Norcross Dickinson ise kronik hastalığı yüzünden sessiz ve güçsüz bir kadın haline gelmişti. Evdeki bu yapı çocukların ihtiyacı olan şefkati yaşayamamalarına ve giderek soğuyan evlerin içinde hapis kalmalarına neden olmuştu. Şairin kız kardeşi hiç evlenmezken, ağabeyi evlenip yandaki eve taşınmıştı. Elizabeth ise hayatı boyunca aile evinde sürdürdü yaşamını, dünyanın ne kadar çeşitlilik barındırdığını göz ardı etmeye çalışır gibi… Belki de daha fazlası olabileceğine inanamayacak kadar kırılmıştı yaşam sevinci. Bu rahatlıksa, demek ki diğeri de acıydı.

1847-48 yılları arasında Mount Holyoke Kız İlahiyat Okulu’nda öğrenim gören Dickson, burada hayatını İsa peygambere adayacağına dair ant içmeyi reddetti ve geri dönmemek üzere okulu terk etti. Çoğu zaman Tanrı korkusundan bahsettiyse de hiçbir zaman inançlı olamadı, zihninin içinde dolaşan sorular hayatı boyunca şüpheciliğin bulanık suyunda yıkanmasına, saptamalarının kirlilik ve temizlik kavramları arasında dalgalanmasına yol açtı. Bu tutum, yazınını sorgulamanın katmanlı örgüsüyle sarmalarken benliğini bitmez tükenmez ikilemlerin kızgın demirleriyle dağlamaktaydı.

Bu mektubum dünyaya, bana hiç yazmıyor olsa da

İlk şiirini 1850 yılında babasının bürosunda hukuk eğitimi gören bir gencin yardımıyla kaleme alan Dicknson, 1858’e dek pek az şiir yazdı.

( * Yaşamının değişik dönemlerinde ona esin kaynağı olan ya da öğretmenlik yapan insanlar, özellikle erkekler olmuştur. İlki babasının avukatlık bürosunda çalışan genç bir avukat olan Benjamin Newton'dır. Kendisi Emily Dickinson'ın yazınsal duyarlığının ve kültürünün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Dickinson, onunla ilgili olarak daha sonraları, "Bana ölümsüzlüğü öğreten bir dost" diye yazacaktır.

Emily Dickinson'un sonraki öğretmeni, evli bir din adamı olan Charles Wadsworth'tür. Dickinson'un entelektüelliğine katkısı olmuş ve dış dünyayla ilişkisinin artmasını sağlamıştır. Yazdıklarından, ona yönelik karşılık göremediği bazı duygular beslediği anlaşılmaktadır. 1862'de evine geri dönmüş ve Wadsworth'ü tanımadan önceki haline göre daha içine kapalı bir kişiliğe bürünmüştür. Wadsworth'ün, şiirlerinde geçen sevgili olduğuna ilişkin yazın çevrelerinde güçlü bir görüş birliği vardır.

İnzivadayken yazdığı şiirlerin bir bölümünü dönemin önde gelen eleştirmenlerinden ve yazarlarından olan Thomas Higginson'a göndermiştir. Higginson, şiirlerini okuyarak, beğendiğini ama serbest bir biçem kullanmak yerine daha geleneksel şiir anlayışına yönelmesi gerektiğini belirten bir yanıt yazmış ve şiirlerini bu öneri doğrultusunda düzeltmesini önermiştir. Dickinson, bu önerileri dikkate almayarak, daha da içine kapanmıştır.)

1860 yılından sonra ise şiirin yapısıyla oynayan heyecanlı denemelerle, geleneksel kalıpları bozarak, aralayarak, genişleterek, esnek kılarak yeni denizlere yelken açtı. Gündelik hayatın sıradanlığı, mürekkep diyarlarında maceranın ve değişimin peşinde koşan derin düşünceli, eğlenceli, capcanlı bir kadını saklıyordu. Dışarıdakiler tarafından çekingenlikle, ulaşılmazlıkla damgalanan bu genç kadın, düşüncelerinin duyguya aktığı dizelerde tüm yaşamı, insanları, ilişkileri, gördüklerini ama gösteremediklerini lime lime edip en oyuncu kurgularla kağıda döküyordu… Ve kimseye okutmuyordu…

Hayatı boyunca şiirlerinin yalnızca yedi tanesini yayımladı.
Tüm şiirleri ölümünden sonra ciltler halinde el yazmaları taranarak kitaplaştırılan Dicknson, 1862 yılından sonra dostlarının yoğun ısrarlarına rağmen şiirlerini yayımlamamaya kesinkes karar vermiştir.

( * 1886'daki ölümünden sonra odasına giren kızkardeşi, odasında ondan kalan 1.800 kadar şiir bulmuştur. Ölümünden sonraki dört yılda, yani 1890'a değin, şiirlerinin neredeyse tamamı yayımlanmıştır.)

Eğer bir kalbin kırılmasını engelleyebilirsem boşuna yaşamış olmayacağım.

(* 1862'de tümüyle eve kapanmış, en yakın arkadaşlarıyla bile ölünceye değin bir daha hiç görüşmemiştir. Kapandığı odasında kendisini yazmaya vermiştir. İlk mektupları ve kendisiyle ilgili betimlemeleri, canlı bir ruha sahip çekici bir kızı yansıtmaktadır. Daha sonra dünyadan elini eteğini çekmesinin nedeninin umutsuz bir aşk deneyimine dayanıyor olabileceği eleştirmenlerce düşünülmektedir. Dış dünyayla olan ilişkisi ve deneyimleri sınırlı olsa da, yazılarında yaratıcı ve imge gücü yüksek bir edebiyatçıdır.)

Emily Elizabeth Dicknson bir sürü insanın arasında yalnız yaşadı. Ona bakanlar onu göremediler asla. O, yan odada şiirlerini yazarken içindeki fırtınaları fark etmediler. Ve Dickson yalnız öldü. Kendini mahkum ettiği kapıların ardında insan sıcaklığına ulaşmak için yaşamamız gereken o dev hayal kırıklıklarını göze almayacağını işlemişti zihnine. Devam edemeyeceğini düşünerek bir ömür devam etti. Bu kadar yetenekli bir kadın biraz daha fazlasının peşine düşüp korkusunu ve öfkesini yenemez miydi sanki? Önündeki tek engelin kendisi olduğunu nasıl göremedi?

Papatya güneşi takip ediyor yumuşak ve sona erince altın yürüyüşü yamacına oturuyor çekingen.

NOT: Belki de biliyordu tek engelin kendisi olduğunu ama hayal kırıklığı her defasında bir şeyler koparır içinden. Canı daha çok acır her defasında çünkü tekrarlanan her kırıklık daha derinlerden bir şeyler alır. O kendisiyle başbaşa kalıp içindekini canını acıtmadan kağıtlara dökmüştür..

Kaynak


:flaguk:  Emily E. Dickinson
Image size
642x900px 97.85 KB
Comments12
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In
Hermetic-Wings's avatar
Kimselere söyleme, cok iyi tanıdığım halde hiç bir şiirini okumamıştım. Tesekkurler, sayende... :D