fiyonk14 on DeviantArthttps://www.deviantart.com/fiyonk14/art/Kime-inansam-55181317fiyonk14

Deviation Actions

fiyonk14's avatar

Kime inansam...

By
Published:
8.6K Views

Description

.

Sudaki Masal

Bana hep yağmur armağan edildi
Koynumu ısıran hayal makasları bir de

Anılar sokağından dışarı çıkamadım hiç
Uzun mektuplar yazdım, kimseler okumadı
Yine de bağışlardım çocukluğumun kalbini kıranları
Kendimle söyleştim kimi zaman
Kimi zaman başkalarının düşleriyle yıkandım
Bahçeyi sevdim en çok
Bana gülümseyen ağaçları
Mavi bir keman sesiydi yutkunduğum
Eksikti şiirlerim, resimlerim, sevinçlerim
Kağıtlar, kelimeler ve renkler oyuncaklarımdı
Denize bakmayı severdim de içine giremezdim
Boğulmaktan korkardım, güz yaşındaydım
Kendi içimde kaybolmuş gibiydim
Kime şikayet etseydim korkularımı bilemezdim
Kimse maskesini çıkarmıyordu yüzünden
Ele vermiyordu kimse kendisini
Akdenizli bir hüzün yalıyordu yüzümü
İncinen bir anlam taşıyordu gözlerim
Taşıyordum başkalarından ve kendimden

Hiç kimseyi kıskanmadım ve sevmedim kalabalığı
Şiirin ve resmin evinde tenha durmak yetiyordu
Şair gibi yaşadım, kendi hayatımı yaşayamadım
Belki kendimi, belki hayatın sırrını, belki hiçliğin tadını
Belki birey olabilmenin kahredici yalnızlığını
Kim bilir belki de küçük avuntularla kendimi kandırıyor
Ya da kendime katlanmaya çalışıyordum
Belki de hızlı çeviriyordum sayfalarını ruhumun
Ve sonunda ben de kendime alıştım

Şarkılar mırıldanır vedalara tutunurdum
Beyhude olduğunu bile bile
Kelimelerin gurbetine düşerdim
Bazen küserdim kelimelere
Bazen şımartırdım onları
Arkadaşlığın lunapark gönlü konuşkandı
Saflığın çiçeği güzel ve derin kokardı
Asla somurtmazdı gecenin ışığı
Bahçeyi nasıl sevdiysem avluyu da öyle sevdim
Haddini bilmek konusunda üstüme yoktu
Fakat haddini bilmeyenlere en ağır cezaydı yokluğum
Yokluğun da bir fiyakası vardı çünkü
Ve bilirdi dostlarım bir heves çocuğu olduğumu

Sonra çok sıkılırdım yosun tutmuş hayatlardan
Ağzı nektar kokan hiçkimseydim, belki de çok kendimdim
Aşk suçu işliyordum durmadan ve dudağımda neşeli bir ıslık
Anılar nehri akıyordu şuramdan ve herkes düşlerine aşıktı
Kurmaca bir hayatım olmadı hiç
Bu yüzden mi roman yazamıyordum, bilmiyordum
Bilmemenin tadını çıkarırdım, sahilde bir imgeyle yürümenin
Yıldızlarla akraba olmanın tadı başkaydı
Kazanmak bana göre değildi, kaybedenlerdendim
Cömertti kalbim, nerede üşüyen bir ruh görse onu ısıtırdı
Tutkulu ve gönlü bol bir sabırsızdım
Hiçbir anıyı terk edemeyecek kadar vefa doluydu kalbim
Acırdı hep masum ve ıssız yanım
Hem panik hem atak bir sızıydım
Güzel bir şiir okuduğum zaman içim yanar ağlardım
Bir dostun iyilik dolu bakışıyla sarhoş olurdum
Sarhoşluk eskimeyen mesleğimdi benim
Rakı içmek teselliydi bana, şiir gibi
Meyhane bir gülümseme bahçesiydi benim için
Hayat bir başka kokuyordu incirin ve narın yanında
Türkülerin ve şarkıların yanında
Hayat hiç devrilmiyordu üzerime
Kinaye yok, öfke yok, kibir yoktu
Savrulmak vardı başka diyarlara
Gençliğin mavi sularına savrulmak vardı

Kaçıp kurtulamıyordum bana her şeyini veren
Elimden tutan, beni en derin maceralara götüren
Bana sadık, beni hiç aldatmayan İstanbul’dan
İstanbul su gibi bir rüyanın kardeşliğiyle akardı
Arkadaşlığın ülkesinde mahcup kalandım
Bir aşk tiryakisiydim kiraz kadınların bulutlarına sarılacak kadar
Yaz damlıyordu çakırkeyif gönlümden
Yalnızlığımın uykusuz komşusuydu İstanbul
Ve ben İstanbul’u kadehime koyar
Sonsuzluğu ve kendimi içerdim

Ten ve gül arasında kanatsız melekler üzgün
Kime inansam adresini terk ediyor
Kime inansam önce o öldürüyordu beni
Hayatı hep yeniden okumak çabasıyla demlenirdi
Şu benim şaşkın ruhum
Ve benim şu esrik ruhumu kim dansa kaldıracaktı


Hasret yontucusuydum
Ve el değmemiş bir sürgündüm sizdeki aşka
Şiirin bulutlarına çarpa çarpa koşardım
Kuşlara kadar yolum vardı, bilirdim
Ve son yazların iflah olmaz divane çocuğuydum
Eskimeyen bir efkarla yıkanırdı gövdem
Yaşsız bir masaldım, sıkılmanın altın çağını yaşardım
Mahsur kalırdım delirmiş bir yaranın içinde
Ne çabuk kirlenir ve çürürdü her şey
Hassas ve kırılgan, dalgın ve sevimli bir budalaydım
Her gün gül açardım korkudan
Defosuz hayatlardan ahşap rüyalar çıkarırdım kendime
Kendime bir su gibi akardım
Su düş görür, su acıkır, su sırrını açardı bana
Suyun kanatları ve aklı vardı
Suyun görgüsüyle emzirirdim kelimelerin ruhunu
Güz evinde oturur, güneş biriktirirdim kalbimin avlusunda

Bana hep yağmur armağan edildi
Koynumu ısıran hayal makasları bir de

Engin Turgut
Sudaki Masal


Journal by :iconandorada: Heart 
Featured by :iconartbybeverly: :heart:
News by :iconpascale-marry: :heart:
News by :iconfehimeren: :heart:
Journal by :icononerbatur: :heart:
Journal by :iconcildirin: :heart:


photo by ? :worry:
Image size
703x493px 26.74 KB
© 2007 - 2024 fiyonk14
Comments125
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In